Mehr Haber Ajansı: İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, düzenlediği haftalık basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı ve bölgedeki durumla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
Gazze’deki basın katliamına değinen Bekayi, "Bugün hepimiz için çok önemli. Gazetecilik ve gazetecilerin güvenliğinden bahsettiğimizde, son iki yılda işgal altındaki Filistin topraklarında işlenen suçlara dikkat çekiyoruz." dedi.
İranlı yetkili, sözlerine şöyle devam etti: "Siyonist rejimin soykırımı sırasında yaklaşık 270 gazeteci ve kameraman öldürüldü; bu, çatışmalar tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir rakam. Bu rakamlar o kadar sık tekrarlandı ki kamuoyunda sıradanlaştı, ancak gerçek şu ki, bu kadar kısa bir sürede 270 gazetecinin öldürülmesi, bu olayların ne kadar yıkıcı ve insanlık dışı olduğunun açık bir kanıtıdır. Bugün Gazze’de yaşananlar, bir savaş değil, tam ölçekli bir soykırımdır."
BM Güvenlik Konseyi'nin Gazze konusundaki eylemsizliğine tanıklık ediyoruz
Bekayi, "Filistin’de ateşkesin başlamasından bu yana Siyonist rejimin devam eden suçları nedeniyle 200 Filistinlinin şehit düştüğünü ve 600 kişinin yaralandığını" belirtti. Bu bağlamda, Gazze’deki ateşkesin garantörlerine önemli bir sorumluluk düştüğünü vurgulayan Bekayi, "Ne yazık ki, BM Güvenlik Konseyi’nin eylemsizliğine tanık olmaya devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
İranlı yetkili ayrıca, "İran Dışişleri Bakanlığı’nın ABD ve İngiltere’deki insan hakları ihlallerine ilişkin yıllık raporu hazırlandı ve yakında yayınlanacak." bilgisini verdi.
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi, Umman ziyaretinde ABD'den herhangi bir mesaj iletilmedi
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, müzakerelerle ilgili son gelişmeleri değerlendirerek, "Dışişleri Bakanı Sayın Erakçi’nin de belirttiği gibi, Taht Revançi’nin Umman ziyareti sırasında ABD’den herhangi bir mesaj iletilmedi. Ancak, daha önce de belirttiğim gibi, çeşitli aracılar iki taraf arasındaki görüş ve bakış açılarını yakınlaştırmaya çalışıyor ve bu normal bir durum." ifadelerini kullandı.
Bekayi, sözlerine şöyle devam etti: "Elbette, bu çabaların İran ve ABD arasında bir müzakere sürecinin başlangıcı anlamına gelmediğini vurgulamak gerekir."
ABD, uyuşturucuyla mücadele bahanesiyle Venezuela’ya yönelik saldırganlığını kılıf uyduruyor
Karaipler'deki son gelişmeleri derğerlendiren Bekayi şu ifadeleri kullandı:
"İran, ABD’nin Karayipler ve Latin Amerika’daki askeri harekâtlarını şiddetle kınıyor ve bunları uluslararası barış ile güvenliği bozan bir eylem olarak değerlendiriyor.
ABD’nin uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele iddiası, aynı bölgede defalarca sınanmış ve hukuki bir geçerliliği olmadığı ortaya konmuştur. Örf ve adet hukuku ilkeleri ile uluslararası hukuk hükümleri uyarınca, hiçbir ülkenin, uyuşturucu kaçakçılığı da dahil olmak üzere ulusötesi organize suçlarla mücadele bahanesiyle başka bir ülkenin toprak bütünlüğünü ve ulusal egemenliğini ihlal etmesine izin verilmez.
1988 tarihli Uyuşturucu Maddeler Sözleşmesi de, bu konudaki tedbirlerin ülkelerin ulusal egemenliğini ihlal etmemesi gerektiğini açıkça vurgulamaktadır. Bu nedenle, Venezuela ve diğer bazı Latin Amerika ülkelerine yönelik tehditlerin hukuki bir geçerliliği yoktur.
Bu hareketlerin özünden daha tehlikeli olanı, uluslararası alanda tehlikeli bir örüntünün teşvik edilmesidir. Benzer bir tehdidi yakın zamanda Nijerya’da da gördük. ABD, uyuşturucuyla mücadele bahanesiyle Venezuela’ya yönelik saldırganlığını kılıf uyduruyor."
2026 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan ülkeler, spora yönelik siyasi olmayan taahhütlere bağlı kalmalıdır
2026 Dünya Kupası'na da değinen Bekayi "2026 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan ülkeler, sporun, özellikle de futbolun siyasi olmadığı ilkesine bağlı kalmalıdır. Ancak ne yazık ki pratikte bunun her zaman böyle olmadığını gördük."
Mehr muhabirinin, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü Başkanı'nın birkaç gün önce İran'ın atom bombası peşinde olmadığını ve olmayacağını söylediğine ilişkin sorusuna yanıt olarak; Genel Müdür, apaçık ortada olanı dile getirmiştir. Ajans, asılsız iddia ve spekülasyonların tekrarı niteliğindeki açıklamalardan kaçınmalıdır." dedi.
yorumunuz